Her çağın kendine has özellikler taşıması ve bu özelliklere
göre adlandırılması sanırım edebiyatçıların,felsefecilerin ya da politikacıların
işini kolaylaştırdığından olsa gerek,hadi şu yüzyıla da şu ismi verelim deyip,21.
Yüzyılı da ‘Dijital Çağ’ olarak adlandırmaya başladılar.
Bu çağın benim için önemini soracak olursanız; ‘Mezar
taşımda yazacak ölüm tarihimin ilk iki rakamını biliyor olmam’ derdim.İşin şaka
boyutu bir yana,Twitter,Tumblr,Pinterest,Instagram,Facebook kullanan biri olarak
çok dijital bir çağda yaşadığımızı söyleyebiliriz,pek akıllı telefonlarımız ve
tabletlerimiz sayesinde.
Lakin bu dijital dünya herkesi öyle özgürleştirdi ki,herkes
çok sorumsuz ve çok niteliksiz bir kişiliğe bürünmeye başladı.İnsanlar hızla
sosyal ağlar da en çok beğenilen insan olmak için kendi kişilikleriyle değil
onların kişilikleriyle yaşamaya başladılar. Özellikle de genç insanlar,bir şey
olmaktan çok,ünlü olmak için kişiliklerini zihinlerinin en üst rafına
kaldırdılar. Ne yazık ki,bu iletişim özgürlüğü edepsizlik ve hayasızlık
özgürlüğüne dönüştü. Her yediği yemeği ve
giydiğini instagram da paylaşan,her gittiği yeri FourSquare de check-in
yapan,her yaptığını Twitter a yazan,kısacası dünü-bugünü-yarını tek tip
olan insan modeli ortaya çıktı.
İşin daha vahim yanı ise,sanal ortamlarda doğru ya da yanlış
olduğu tartışılmaksızın paylaşılan haberler,fotoğraflar,düşünceler adeta
kocaman bir bilgi kirliliğine yol açtı ve bu sebepten olacak ki,insanlar sadece
‘popüler’ olan yani en fazla ‘like’ alan bilgiye inanır oldular. Ve artık bazı
ideolojiler klişeleşirken,bazı kavramlar ideolojileştirilmeye başlandı mesela;’nostaljik
bir Osmanlıcılık’, ‘muhafazakarlık’ gibi.
Olayların sadece romantiklik boyutunu alıp,onların hangi
kavram ve ideolojilerden geldiğini adeta boşverdik. Olup biteni çok
konuştuk,ama olması gerekeni hiç konuşmadık. Yani kısacası dijital çağ diye
adlandırdığımız 21.yüzyıl kişiliklerimizin en fazla kaybolduğu,zihinlerimizin
en fazla fosilleştiği ve kültürler olarak en çok sömürüldüğümüz bir çağ olarak
insanlık tarihin en yüz karası çağı olmaya hak kazandı.
Kişiliklerini kaybeden,aynılaşmaya başlayan insanlar olarak
şu soruyu Facebookta durum güncellemesi olarak paylaşmalıyız ‘Kişiliğimi kaybettim bulan var mı?’