3 Ocak 2015 Cumartesi

VEFA/SIZLAR

     ''Babası oğluna bir bağ bağışlamış oğlu babasının imzasını satmış.''
     Kitapevi gezmeyi çok severim bu sebeple günlerimin azımsanamayacak bir bölümü Cağaloğlu Yokuşu'nda geçer. Hem güzeli, hem ucuzu ve hemen hepsi elimin altında duruverir de bekler sanki sırasını. Fakat kitapevi veya devasa kitap-kırtasiyelerden daha çok sevdiğim bir yer var ki adına ''sahaf'' demiş eskiler!.. Sahaflarda kitaplar kendi hikayeleriyle bekler okuyucusunu; evet alıcısını değil okuyucusunu bekler.
     Hani derler ya 'her şeyin yenisi, dostun eskisi' diye haddimi aşarak eklemek istiyorum ki kitabın da eskisi. Eski basımın sarı sayfaları, mürekkepleri maziye yol almaya koyulmuş... Bir de her okuyucunun içinde bıraktığı hissiyat...
     Yaşadığım yerin hediyesi meşhur Sahaflar Çarşısı'na 5 dakika mesafedeyim. Yine şehrin farklı noktalarında ziyaret ettiğim kitaplar, yazarlar, eskiler hakkında hasbihal ettiğim sahaflar da mevcut. İşte bütün bunlar da kanımca bir şükür sebebi. Çok şükür...
     Peki neden bunları yazdığım?.
     Fakülteye giden en güzel yol Kitapçı Ahmet'in önünden gidilen yoldur tezimde ısrarcıyım. Her zamanki gibi önünden geçerken bir yol üstü ziyareti gerçekleştirdim Kitapçı Ahmet Amca'ya. 3-5 kalemden konuştuk, biraz nasihat derken epeyden aradığım birkaç kitabı da bulunca içimi bir çocuk gülüşü kapladı ki...
     Ahmed Yüksel Özemre'ye olan hayranlığım az buçuk da olsa beni tanıyan çevremde bilinir. Kuşkusuz bunda Üsküdar'a olan sevgim yanında evvelki Üsküdar'ı; ustaca, içten, samimi yazmasının payı var. Belki de o sevdirmiştir bana bir mucize şehrin, mucize beldesini.
''Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı'' karşıma çıktı Ahmet Amca'nın üstü tozlu raflarında. Hemen aldım tabi.
     Kitabın ilk sayfalarını açmamla içim cız etti inanın. Babasının oğluna en içten dilekleriyle imzaladığı bu kitap sahaf raflarında yeni sahibini bekliyor.
     Belki kurgu, belki his adını siz koyun. Babasının Üsküdar'ı anlasın İstanbul'un bu masum kalan yüzünü okusun; feyz alsın diye oğluna armağan ettiği bu kitap oğlu tarafından terk edilmiş. Eskinin, iyinin kıymetini bilsin, değerini anlasın diye alınan kitap eskinin kadrinin en çok bilindiği yerde; belki de birkaç sigara parasına...
     Adını koyamadım, haddinden fazla büyütmüş olduğumu da düşünebilirsiniz. Lakin yok hayır büyütmüyorum. Bildiğim yalnızca şu ki bu manzara beni çok üzdü. Evvelin kıymetini bilmiyoruz ki ahirden umudumuz olsun.
     Hülasa.. Babasının Hamza'ya imzaladığı kitap bende. Kadrini bilenlerden olabilmek duasıyla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder