18 Ocak 2015 Pazar

Bir Şehir; Istanbul Gibi...

Şehir susmuş bugünlerde; gürültülü kalabalıklar içinde susarak ayakta kalmaya çalışıyor. Ve lakin bonkör, kendine sığınanı cevirmiyor geriye. Yüreği zengin; kapısı açık sonuna kadar, suistimale ugramişsa da defalarca..

7 tepesinde keder tüter de 'vah!' demez bir kere ama oluyor ışte efsunlu şehir de yoruluyor...

Sığınan mutlu, Çamlıca Tepesi'nden bakan büyüleniyor, Mimar Sinan Yokuşu'ndan Haliç pırlanta bir gerdanlık gibi hâlâ; etkiliyor. Beyazit'ta saat satan zenci çocuk da mutlu 'billahi' diyor 'tasi da toprağı da altin..' Işte bir amca; 60'ını coktan geçmiş besbelli işten dönüyor; kaynak kokuyor üstü başı... Sorsanız o ne der acep?.

Şehir; yaşayan bir ruha sahip. Kentte olmayan.. His, yaşamışlık, yaşanmışlık; biraz mahzun, biraz mahcup..

Istiklal Yolu'ndan aşağı klarnet sesini takip edenler.. Kimi içine ağlıyor gülen gözleriyle, kimi dışından akıtıyor 2-3 damla yaş ,umarsızca, .. O şarkı bitiyor yolun sonu Galata! Galata meczupların mekanı, turistlerden gayr-ı. Işte bu yorgun şehir imparatorluklardan sonra, turistleri de ağırlıyor.

Güçlü, dimdik, yıkılmaz..

''Istanbul gibi ol.'',''Istanbul gibi kal.'' Bu sebepten deniyor..

Başına bin dert gelse de, derdini yüzüne bakan görse de sen, sen güçlü kal; aç kollarını 'bana gel.' de davet et; sana gelene Galata gibi sahip çık.

Istanbul gibi ol! Bir yanın ağlarken; diğer yanından sâlâlar yukselsin..

Kolay değil Istanbul'da yoruluyor. Bazen sis kaplıyor yüzünü, kaderini sise sarıyor. Sonra bir yağmur, sanki sehir ağlıyor..

Sukût! ediyor Istanbul
Şükür! ediyor Istanbul

Istanbul da yorgun ben gibi bu ara bir yağmur bekliyor..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder