5 Temmuz 2015 Pazar

Adalet Hanıma Ne Oldu?


  “Bir yerde adalet yıkılırsa, orada nizam da bozulur, ahlak da.”

  Severdik Adalet Hanımı, güçlü kadındı. Yanınızdan geçti mi heybetinden kendinize bir çeki düzen vermeye çalışırdınız. Elinde kılıcıyla cesur hatundu vesselam, haksızlığa da hiç gelemezdi, gördüğü yerde indirirdi hükmünü hatun kişi. Üstelik birde gözleri pek görmezdi. Ama dediğine göre; sürekli elinden ayırmadığı terazisi, gözlerinin vazifesini hakkıyla yapmaktaydı. Derdi ki, doğru ile yanlışı ölçmeye şu terazim yettikçe, gözlerimin yokluğunu hissetmem bile. Hakikaten de öyleydi. Senden benden iyi görürdü o gerçeği.
  Kendisinden pek emin biriydi. İnsan her daim kendini bilmeli, değer vermeli derdi. Kendisine karşı çevresinin duyduğu değer ise bunu kat ve kat geçerdi. Misal biz ne zaman bir uyuşmazlık yaşasak adalet hanımı muhakkak çağırırdık. Hakkaniyetli insan ne de olsa, bizden daha iyi bilir hakkı, hukuku. Uzun lafın kısası güvenimiz de, saygımızda oldukça fazlaydı Adalet Hanıma bir zamanlar.
  Geçmiş zaman kipini kullandığımı fark edenler olmuştur elbet. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Malesef insanın şimdiki zamana ait tüm kipleri dil bilgisi kurallarından çıkarası geliyor, vaziyeti hatırlayınca.
  Adalet hanım yerine bir dublör bırakıp gitti buralardan. Yorulmuş, pes etmiş diyenler oldu, adamın birine aşık olmuş ona kaçmış diyenler, kimisi de Adalet hanımın öldüğüne dair haberler duyurdu. Dediklerine göre bunlar hep Amerika’nın oyunuymuş. Gâvur Amerika Adalet hanımcığımın ehemmiyetini bildiğinden onu öldürüp, hain planlarını faaliyete geçirmek için bir ajan yerleştirmiş memlekete.  Bizimkiler işte, sürekli bir şeyler diyorlar  lüzumlu, lüzumsuz. Gelgelelim kimse dönüp de kendisine bakmıyor. Adalet hanım bizim yüzümüzden mi gitti demiyor, gavura şuçu üstlendirmek kolay olsa gerek, aynaya bakmak yaş eskitiyor.
  Afedersiniz bazı kendini bilmez densizlere hiç değinmeyeceğim. Yok efenim adalet hanım, ahlaksız kadınlardan olmuş, cinsel tercihlerini değiştirmiş de taksimde yürüyüp duruyormuş. Tövbe estağfurullah, densizlere bak sen! Adalete hanımcığıma biçtikleri role bak! Bunları hafızamdan silmeye çalışıyorum açıkcası efendim, belki bir gün varlık aleminden de silinirler diye heyecanla beklediğimden, bu densizlerin konusunu burada kapatıyor, asıl konuya dönüyorum.
  Ben açıkçası adalet hanımın yorulduğundan, pes ettiğinden yana oyumu kullanıyorum tüm bu söylentiler arasından. Kadıncağızı bir rahat bırakan olmadı çünkü. Her gelen ona sahip olmak istedi.  Rahatsız edeni çoktu anlayacağınız. Onu şekillendirmek isteyenler, itibarını sömürmek isteyenler, daha neler neler. Kimisi boy ölçüştü, gücünü onun üzerinde ispatlamaya çalıştı. Kimi kendi hatalarını ona yükledi, kendi işin içinden sıvıştı. Kimisi ise hiç mi hiç dinlemedi onu.  Bir Allah’ın kulu da narindir, hanım kişidir, incitmeyelim kırmayalım demedi. İnsan dediğin bir dayanır iki dayanır bu Çin işkencesine. Haliyle Adalet Hanım da dayanamadı, bu nankörlerle daha fazla baş edemedi terk i diyar etti bizim memleketi. Başta kimse anlayamadı, ışık görmüş tavşan gibi kalakaldı herkes. Hissedemedik neler olup biteceğini ama sonra nasıl ki araba farıyla donup kalan tavsanı ezer geçer bir otomobil, bizi de ezdi geçti olup bitenler.       Merakınızı giderelim madem:
  Adalet Hanım bizi terk ettikten sonra ne mi oldu? Açıkçası olmayanları saysak daha azdı, çünkü resmen tepetaklak döndük, değişmeyen ne kaldı ki? Başlarda bir telaştır aldı herkesi. Adalet hanımın tahtını dolduracak bir cengaver aranmaya başlandı. Kimisi Özgüre sardı, onu ön plana çıkaralım dediler. Özgür saf çocuktu, sömürüp sömürüp kendi istedikleri kıvama getirdiler. Özgür artık çok da özgür sayılmaz açıkçası. Kimisi de Zümra’nın peşine düştü. Ahlaklı cesur bir kızdır adalet hanımın yerini doldurur dediler. Aslında başta iyi bir fikir gibiydi ama Zümra narin kız, bunca zorlamaya, baskıya dayanamadı, toplumla birlikte o da mahalle baskısı mağduru artık ve  yok oldu gitti. Sıra İffete geldi, onu da taksimde yürüttüler işte malum. Hala kendisine ulaşılamıyor. Kim bilir hangi kuytuya atıldı cesedi.      Anlayacagınız, ahlak zedelendi, özgürlük zıvanadan çıktı, iffete ulaşılamıyor. Bozguncu, yecüc- mecüc ifadesine layık bir zihniyet vukuu buldu. Ellerini attıkları değeri yok ettiler, bizleri de sefil ettiler. Zihniyetler savaştı, değerlerimizin cesetleri yerlerde sürünüyor. Adalet Hanım gittiğinden beri olanlar bunlar efendim, zihinlerimiz kara bir balcıkla sıvanmış gibi, kurtuluş için ölümü beklemekte.
  Şimdi Adalet Hanım kim bilir hangi iklimi nerede yaşamaktadır bilinmez. Ama varlığını milletçe özledik sanıyorum. Gittiği günden beri her gün tükenmekte bir bir değerlerimiz, leş kargaları; kibir, hırs, açgözlülük sardı etrafımızı. Artık yoğun bir yoksullukla tükeniyoruz. Tükettikçe tükeniyoruz vesselam...

                                          Zeynep Büşra Yavuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder