20 Kasım 2014 Perşembe

                                                                                              
Şehrin Kuşattıkları
                                                              -Hayat uygulamaya geçmeyen bir intiharı filme almak gibidir-

Şehri bir milyon adamla kuşattık
Siyasetinde bin bir surat,hocalarında bin bir hikaye,
öğrencilerinde ibreti alınmamış bin bir ders olan bu şehri
Biz bu şehri sadece yarım saatliğine kuşattık
En güzel burcuna bayrak dikilmemiş bu şehirde
Bayraklara sararlardı taze cenazeleri
Biz gelir gelmez yalnızlığımıza sarıldık
Bu şehir bize ekmek verdi bu şehir bize modernite
Bu şehir 160 karakter verdi savaşçılara
İçlerindeki yalnızlığı fethetsinler diye,hepsi dağıldılar
Ben bu şehrin en zalim burcuna saklandım
Oyuna geldik,bize kadınları anlattılar
Yüzleri boyalı elleri ojeli kamufle savaşçılar
Onları bize en güzel mevzi diye anlattılar
Mevzinin içinde ya da dışında, kurşunlar delip geçiyordu
Dayanacak gücümüz yoktu,
Sevdiğimiz kadınları sıfırla çarptık şiddete karşı olduğumuz halde
Susulan her şeyin konuştuklarımıza bedel
Bedeli ödenmemiş her duygunun ızdırap olduğu kentte
Gücümüz yoktu ne şehri,ne kadınları ne de kitapları fethetmeye
Şiiri gece yaptık,geceyi üstümüze kapattık
                                                                                  Emre G.

16 Kasım 2014 Pazar

İmtihan

Yol ayrıma gebe kaldı gece
Akıl mağlup her vakit
İlanı beyaz bayrakla
Eneye galip kalp ile hece.

Münakaşaya giren iki dev
İki heybetli pehlivan
Kalp ve vicdan
Son dakika! Bir oğlak bir boğayı devirdi.

Nur topu gibi bir yol ayrımı doğurdu gündüz
Gözyaşı taştı bardaktan.
Zor bir doğumdu müjde son
Hangi sona gebe bu akreple yelkovan?

Münakaşayı sonlandıran iki dev
Bir cevapla çözüldü bulmaca.
Bir cevabın bedeli
Binler cevapsız sual oldu.

Akıl labirentlerde kaybolan piyon.
Aramak yüreğe meslek!
Cevapları çaldı gece yarısı,
Kaçtı gitti, Kaf dağına bir yabancı.

Vicdanı tetikleyen kör olası merhamet
Tek bir cevap daha kaç sual ister?
Akrep ve yelkovanla oynanan saklambaç
Daha kaç kurbanı eler?

Kaç, uzaklaş, koş!
Kaçılmıyor işte insanın içinden.
Bu ne karmaşık düğüm,
Çözülmüyor ki kalp tamam olmadan.

                               Zeynep Büşra Yavuz